14.10.2016

HİCRİ YILBAŞI VE MUHARREM AYI MESAJI

HİCRİ YILBAŞI VE MUHARREM AYI MESAJI
 
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla.
 
          2 Ekim 2016 Pazar günü (1 Muharrem 1438) itibariyle Hicrî yeni yıla girmiş bulunuyoruz. Manevi hayatımızın temeli olan oruç, hac gibi ibadetler ile dini gün ve geceler hicri takvime göre düzenlenmiştir. Kerim Kitabımızda "Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır" (Tevbe, 9/36) buyrulmaktadır. Bu aylardan biri de Peygamberimiz (s.a.s)'in “Allah’ın ayı” (Tirmizi, Savm, 40) olarak nitelediği, Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem ayıdır.
 
           Muharrem "ziyade hürmetli" demektir. Allah'a kulluğun, ubudiyyetin, hürmetin, taat ve ibadetlerin artırılıp haramlardan daha fazla kaçınılması, insanlar arasında barış ve huzurun hâkim olması gereken bir aydır muharrem.
           Muharremin onuncu günü olan Aşure gününde tarih boyunca birçok önemli hadise vuku bulmuştur. Hz. Musa ve İsrail Oğullarının Firavunun zulmünden Aşure günü kurtulduğu, Hz. Nuh’un gemisinin Cudi dağına bugünde oturduğu rivayet edilmektedir. Hz Peygamber (s.a.s) Medine’ye geldiğinde Yahudilerin Aşure gününde oruç tuttuklarını görünce onlara niçin oruç tuttuklarını sordu. “Bu hayırlı bir gündür. Allah o günde İsrail oğullarını düşmanlarından kurtardı, Hz. Musa o gün oruç tuttu” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (s.s.): “Ben Musa’ya sizden daha layığım” (Buhari, Savm, 69) buyurarak o günde oruç tutmuş ve ashabına da oruç tutmalarını tavsiye etmiştir. (Bkz.,İslam Ansiklopedisi, c.4, s.25) Yalnızca Aşure günü oruç tutulması Yahudilere benzeme endişesi ile mekruh görülmüş, Muharrem ayının 10. Günü ile birlikte 9. veya 11. gününü de oruçlu geçirmek tavsiye edilmiştir. Peygamberimiz (s.a.s.) Muharrem ayının sadece 10. günü oruç tutmamış (Tirmizi, Savm, 50) ve "Muharrem'in 9. ve 10. günü oruç tutunuz. Yahudilere muhalefet ediniz" buyurmuştur (Timizi, Savm, 49). Muharrem, aynı zamanda müminlerin gönüllerinde derin yaralar açan Kerbela olayının yaşandığı aydır. Kerbela peygamberimizin isimlerini bizzat kendisinin koyduğu, “cennet gençlerinin efendileri” (İbni Mace, Sünen,11/4) sözüyle taltif ettiği, Hz Ali ve Hz Fatıma’nın iki ciğerparesinden biri olan Hz Hüseyin Efendimizin ve yetmişten fazla Müslümanın şehit edildiği yerdir. Müslümanların gönüllerinde bu elim hadisenin hüznü yaşanırken aynı acıların bir daha tekrarlanmaması için Muharremi ve Kerbelayı doğru okuyup anlamaya ve ibret almaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bu denli toplum bünyesini sarsan, vicdanları sızlatan tahripkâr ve sinsi planlar tarih boyunca var olmuş ve olmaya devam edecektir. Müminler ümmet bilinci ve feraseti ile Kuran ışığında, Rasulullah’ın önderliğinde bir olmayı, barışı, huzuru ve kardeşliği temin etmeyi başarmalıdır.
              Muharrem ayında yaşattığımız aşure geleneği birlik ve beraberliğimizin, kaynaşma ve dayanışmamızın bir simgesidir. Tıpkı pişirilen aşurelerde bir araya gelen farklı nimetlerin aynı ortak tada katkı sağlamaları gibi, milletimiz asırlardır sürdürdüğü gelenekle bugün ve gelecekte farklılıkları zenginlik olarak telakki edip birlikte yaşamanın gereği olarak sevinç ve kederi, muhabbet ve meşakkati paylaşmaya devam edecektir.
           Bu vesile ile başta Ispartamız olmak üzere milletimiz ve tüm İslam aleminin Hicri yeni yılını kutluyor, Hz Hüseyin Efendimiz başta olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, İslam coğrafyasında akan kanın son bulmasını, Müslümanlar arasında sevgi ve kardeşliğin hâkim olmasını yüce Mevlâ'dan niyaz ediyorum.                                                                                                                                                                            
                                                                                                                         Galip AKIN
                                                                                                                          İl Müftüsü