Rahmet, mağfiret ve arınma mevsimi Ramazan’ın habercisi olan bir Berat Kandiline daha ulaşmış bulunmaktayız. 30 Nisan Pazartesi gününü (bugün) 1 Mayıs Salıya bağlayan gece Berat Kandilini (Şaban ayının 15. Gecesini) idrak edeceğiz. Bu gece günahlardan kurtulmak ve Rabbimizin beratına kavuşmak için yeni bir fırsat daha yakalamış olacağız. Bizlere her türlü günahtan arınma fırsatı veren Allah Teâlâ’ya sonsuz hamd-ü senalar olsun.
Berat, “kişinin bir yükümlülükten kurtulması, sorumluluğunun bulunmaması ve müjde” anlamlarına gelmektedir. Şaban Ayının on beşinci gecesinde Müslümanların Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye Berat Gecesi, mübarek gece, rahmet gecesi ve belge gecesi denmiştir. Aynı zamanda “berâe” kelimesi, şerden, fitneden, fesattan, kötüden ve kötülükten uzak kalmaktır. Bu gecede her mümin, kötülükle arasındaki mesafesini ölçmeli, kötülüğe giden yolları kapatmaya karar vermelidir. Berat’ın yegâne sahibi elbette Yüce Rabbimizdir. Ancak berat alma yolunda çaba gösterme insanın kendi iradesine kalmıştır. Zira Allah rızasını kazanma adına bir adım atan kulun gayretini Cenab-ı Hakk’ın karşılıksız bırakmayacağı muhakkaktır. Hiç şüphesiz Rabbimiz Rahman ve Rahimdir. Kullarına karşı çok merhametlidir. O kendisine samimiyetle yönelip bağışlanma dileyenleri affeder. Öyleyse bu mübarek geceleri fırsat bilerek hata ve günahlarımıza tövbe edip, aynı günahı bir daha işlememeye karar vererek Rabbimizden bizi bağışlamasını talep etmeliyiz. Aynı şekilde insanlara karşı şefkatli ve merhametli olan ve insanların hataları karşısında hoşgörülü ve müsamahalı olan bir kula Cenab-ı Hakk’ın rahmet nazarıyla mukabele edeceğini unutulmamalıyız. Dolayısıyla Berat gecesi, bağışlanma isteğinin yanı sıra bağışlama şuurunu da kazanma gecesidir.
Rahmet ve mağfiret vesilesi olan Berat gecesinin duaların geri çevrilmeyeceği bir zaman dilimi olduğunu belirten Peygamber Efendimiz (s.a.s) gecenin önemi hakkında şöyle buyurmuştur: “Allah Teâlâ -rahmetiyle- Şâban Ayının on beşinci gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar” (Tirmizî, “Savm”, 39; İbn Mâce, “İkāme”, 191). Ayrıca Allah Resulü (s.a.s), Cenab-ı Hakk’ın bu geceyi idrak edenlere dair af ve mağfiretini başka bir hadislerinde şöyle ifade etmiştir: “Şâban Ayının ortasında, gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona âfiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der” (İbn Mâce, “İkāmetü’s-salavât, 191).
Berat Kandili, hata ve günahlarımızı fark etme, kötülüklere sevk eden yolları görebilme ve nefsimizi hesaba çekme zamanıdır. Aynı zamanda günahlarla kararan kalpleri cilalama, günahlarımızdan tövbe etme ve Yüce Mevla’nın rahmet deryasına dalma mevsimidir. Mümin, bu gecede, geçen ömrünün muhasebesini yapma ve gelecek adına önemli kararlar alma fırsatı bulur. Bu gece hayatın anlamsız olmadığını, kulluk vazifesi ile sorumlu olduğumuzu ve ahiret yurdunu kazanma yolunun da bu dünyadan geçtiğini fark etme gecesidir. Bu hissiyat içerisinde kandil gecesini ihya eden bir kişi ahiret beratını alma adına Rabbinin af ve mağfiretine iltica eder. Aynı zamanda kendisini iki cihan saadetine vesile kılacak ahlaki erdemlere sarılır.
Bu gecemizin günah yüklerinden arınmaya, hayra gönül vermeye, şerlerden uzaklaşmaya, Alem-i İslam’ın birlik, beraberlik ve felahına vesile olmasını Yüce Mevla’mızdan niyaz eder, Berat Kandilinizi kutlarım.
Mevlüt ŞAHİNER
İl Müftü V.