13.04.2018

MİRAÇ KANDİLİ MESAJI

12.04.2018

 

MİRAÇ KANDİLİ MESAJI

13 Nisan Cuma gününü Cumartesiye bağlayan gece Miraç kandilini idrak edeceğiz. Bizleri bu günlere eriştiren Allah’a sonsuz hamd u senalar olsun.

 

            Rabbimiz rahmet olarak gönderdiği Peygamberlerine, mucizelerini Risaletlerine şahit kılmıştır. Peygamberimize bahşedilen mucizelerden birisi de İsra ve Miraç hadisesidir.

 

İsra: Hz. Peygamber (s.a.s)'in bir gece Mekke´deki Mescid-i Haram’dan alınıp Kudüs'teki Beyt-i Makdis'e götürülmesine, Miraç ise; Arş-ı Ala’ya yükseltilmesine, huzur-u ilahiye kabul edilmesine denir.

 

Miraç hicretten bir buçuk yıl önce, Recep Ayının 27. gecesinde vuku bulmuştur. Mekkeli müşriklerin Hz Peygamber’e (s.a.s) ve inananlara karşı yaptıkları birçok kötülük ve boykottan sonra Sevgili Peygamberimiz (s.a.s),  o günlerde iki büyük acı olay yaşamıştı. Eşi Hz Hatice (r.anha) ve kendisini himaye eden amcası Ebu Talip vefat etmişlerdi. Bu sıkıntılı günlerin peşinde Taifliler de Hz Peygamber’e (s.a.s) karşı son derece kötü davranmışlardı. İşte bu sıkıntılı günlerin arkasından Peygamber efendimiz (s.a.s) Miraç gibi özel bir davetle huzura kabul edildi. Müşriklerin acımasız tutumuna karşı Yüce Allah, Miraç ile Hz Peygamber’in (s.a.s) yanında olduğunu gösterdi. Etrafındaki bir avuç inanan ilk Müslümanlarla beraber en zor günlerini geçiren Hz Peygamber (s.a.s) için miracın anlamı ve önemi oldukça büyüktür. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), bu olayla Risalet görevi konusunda onure edilmişti.

 

Birçok hikmeti ve ilahi sırları bünyesinde barındıran bu gece, İsra suresinin ilk ayetinde şöyle ifade edilmektedir: “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”

 

Peygamberimizin (s.a.s) en büyük mucizelerinden biri olan Miraç, Rasulullah’ın şahsında insanlığın önüne açılmış sınırsız bir yükseliş ufkudur. Bu olayda maddi ve manevi yükselişe, bütün süfli duygulardan ve her türlü kötülüklerden arınarak gerçek kulluğa, en yüce mertebeye erişmeye işaretler vardır.

 

Bu yolculuk bize hak yolda sabrı, sebatı, yılmamayı, Allah´a tevekkülü anlatır. Böyle müstesna bir gece vesilesiyle sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (s.a.s.) vahyedilen, insanlığı güvene, huzura ve mutluluğa götürecek prensipleri de hatırlamak gerekir.

           

Yüce Kitabımızda 17. sureye İsra Suresi adı verilmiştir. İsra suresinin 26-38. ayetlerinde vahy edilen bu prensipler şöylece özetlenebilir: Yalnız Allah'a ibadet etmek ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmamak, anne-babaya iyi davranmak, hısım akrabaya, fakir ve yoksullara yardım etmek, israf ve cimrilikten sakınarak malı yerli yerince harcamak, nesli korumak, toplumu temelinden sarsan zinaya ve ona götüren yollara yaklaşmamak, insan onuruna saygı göstermek, yetimlerin haklarını korumak, verilen sözde durmak, ölçüde, tartıda, söz ve davranışlarımızda doğruluktan ayrılmamak, hakkında bilgi sahibi olunmayan bir şeyin ardına düşüp körü körüne onun peşinden gitmemek, yeryüzünde kibirle yürümemektir. Bu hususlar; bütün dinlerin benimsediği, kişinin ve toplumun güven ve huzuru için gerekli olan evrensel prensiplerdir.

 

Ayrıca Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) İslamın en önemli rükünlerinden biri olan namaz ile miraç arasında bir bağ kurarak, “Namaz mü’minin miracıdır” (Suyûtî, Şerhu ibn Mace I- 313; Münâvî, Feyzu’l-Kadîr I-149) buyurmuştur. Namaz, insanı maddi ve manevi kirlerden arındırdığı gibi onu kötülüklerden de korur. Namazı düzenli olarak kılan bir kimse Allah’ın huzurunda olduğu bilinciyle hareket eder. Namazı terk etmek büyük günahlardan sayılmıştır.

 

Sevgili Peygamberimizin miracının gerçekleştiği, çevresi mübarek kılınan ve Müslümanların gözbebeği Mescid-i Aksa ve Kudüs, bugün boynu büküktür, gözü yaşlıdır, İslam ümmetinin yetimidir. Kudüs Müslümanlar için gönül sızısı ve kapanmayan yarasıdır. Kudüs acımızdır, ıstırabımızdır. Buna karşılık sevgimizdir, aşkımızdır, hasretimizdir. Bundan dolayı kız çocuklarına Esra, erkek çocuklarımıza Miraç ismini veririz. Kudüs ve Mescid-i Aksa bize Peygamberimizin emanetidir.

 

Son yüzyılda İslam ümmetinin karşılaştığı fitne, fesat, gözyaşı ve zulümlerin oluşturduğu karanlığın Müslüman sinelerde Miraç Kandil’inin nuru ile aydınlığa kavuşması dilek ve temennileri ile kandilinizi kutlar, aziz milletimizin ve İslam ümmetinin birlik ve beraberliğine, insanlığın da hidayetine vesile olmasını Yüce Allah´tan niyaz ederim.

 

 

Mevlüt ŞAHİNER

Isparta İl Müftü V.