19.04.2017

İL MÜFTÜMÜZ GALİP AKIN’ DAN MİRAC KANDİLİ MESAJI

Yüce Rabbimizin affının, rahmetinin ve bereketinin, maddi ve manevi birçok hikmeti ilahinin tecelli ettiği mübarek bir vakte, Miraç Kandiline yaklaşmış bulunmaktayız. 23 Nisan Pazar Gününü Pazartesiye bağlayan gece Miraç kandilini idrak edeceğiz. Bizleri bu güne eriştiren Allah’a sonsuz hamdü senalar olsun.

 

 Rabbimiz rahmet olarak gönderdiği peygamberlerini mücadelelerinde yalnız bırakmayıp vahiy ile, zaman zaman da çeşitli mucizeleriyle desteklemiştir. İşte peygamberimize bahşedilen en büyük mucizelerden birisi İsra ve Miraç hadiseleridir.

 

İsra: Hz. Peygamber (s.a.s)'in geceleyin Burak isimli bir binitle Mekke´deki Mescid-i Haramdan alınıp Kudüs'teki Beyt-i Makdis'e götürülmesine, Miraç ise; buradan Arş-ı Alaya yükseltilmesine denir.

 

Miraç hicretten bir buçuk yıl önce, kameri takvime göre ise Recep Ayının 27. Gecesinde vuku bulmuştur. Bu dönem Peygamberimizin amcası Ebu Talip ile eşi Hz. Hatice'nin vefat ettiği, müşriklerin müslümanlar üzerindeki baskılarının arttığı, peygamberimizin Taif’lilerin hakaret ve saldırılarına maruz kaldığı, islam tarihinde hüzün yılı olarak da bilinen bir zamanda vuku bulmuştur.    

İşte böyle bir ortamda Yüce Allah, Peygamberini Miraç ile onurlandırmıştır. Bir gece vakti Cebrail (a.s), peygamberimizi, "Burak" adındaki bir binitle Mekke'deki Mescid-i Haram'dan alıp, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürmüştür. Birçok hikmeti ve ilahi sırları bünyesinde barındıran bu gece, isra suresinin ilk ayetinde şöyle ifade edilmektedir: “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”

 

Miraç’ın müminleri ilgilendiren yönü, mahiyetinden daha çok sonucu ve bu sonuçtan alınabilecek işaret ve mesajlarıdır. Peygamberimizin yükseltildiği ve yüceltildiği en manalı ve en büyük mucizelerinden biri olan Miraç, Rasulüllah’ın şahsında insanlığın önüne açılmış sınırsız bir yükseliş ufkudur. Bu hadisede; maddi ve manevi yükselişe, bütün süfli duygulardan, her türlü kötülüklerden arınarak gerçek kulluğa, en yüce mertebeye erişmeye işaretler vardır.

 

Her şeyden evvel bu hadise efendimizin 63 yıllık çileli hayatının en sıkıntılı döneminde, meydana gelmiştir. Bu yolculuk bize hak yolda sabrı, sebatı, yılmamayı, Alah´a tevekkülü anlatır. Adeta “Siz de bu yolda sebat ettiğiniz müddetçe, Allah sizin için de farklı kapılar açacaktır. Kaybedeni yoktur bu yolun yolcusunun” denilmektedir.

Miraç hediyesi ayetlerde bildirilen sorumluluk bilinci, istikametini imana çevirenlerin, Allah’tan başkasına kulluk etmeyenlerin günahlarının bağışlanacağı ve sonunda cennete gireceği müjdesi, Bakara Suresi son iki ayeti kerimesi ile rabbimizin af ve mağfiretinin genişliği ve bu manevi tecrübenin müminin miracı olan namaz ile taçlandırılması, bizi sonsuzluğa götüren yüce değerleridir.

Böyle müstesna bir gece vesilesiyle sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e vahyedilen, insanlığı güvene, huzura ve mutluluğa götürecek prensipleri de hatırlamak lazımdır. Çünkü Necm Suresi 10. ayette Miraçtan söz edilirken: "Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti"  buyurulmaktadır.

                                                                      

Kerim Kitabımızda 17. sureye İsra Suresi adı verilmiştir. İsra suresinin 26-38 ayetlerinde vahy edilen hakikatleri şöylece özetleyebiliriz: Yalnız Allah'a ibadet etmeli, O'na hiçbir şeyi ortak koşmamalı, anne-babaya iyi davranmalı, hısım akrabaya, fakir ve yoksullara yardım etmeli, israf ve cimrilikten sakınarak kazancı yerinde harcamalı, çocukları öldürmemeli, toplumu ve aileyi temelinden sarsan zinaya ve ona teşvik eden sebeplere yaklaşmamalı, insan hayatına saygı gösterilmeli, yetimlere öksüzlere iyi davranarak onların haklarını korumalı, verilen sözde mutlaka durmalı, ölçü tartıda ve her söz ve davranışımızda doğruluğa dikkat etmeli, hile yapmamalı, bilinmeyen bir şeyin ardına düşüp körü körüne onun peşinden gitmemeli, yeryüzünde kibirlenerek ve gururlanarak yürünmemelidir.

 

Bu sayılan hususlar; kişinin ve toplumun güveni, emniyeti, huzuru ve ahlâkî seviyenin yükselmesi için gerekli olan evrensel prensiplerdir. İşte Miraç gecesi böyle mübarek bir gecedir.

 

Son birkaç yüzyılda islam ümmetinin karşılaştığı ağır imtihanlar var. Bu süreçte yaşanan fitne, fesat, gözyaşı ve zulümlerin oluşturduğu karanlığın müslüman sinelerde Miraç Kandilinin nuru ile aydınlığa kavuşması dilek ve temennileri ile kandilinizi kutlar, aziz milletimizin birliğine dirliğine, islam ümmetinin vahdetine ve insanlığın da hidayetine vesile olmasını Yüce Allah´tan niyaz ederim.

 

Galip AKIN

İl Müftüsü